9-Kuranı Okumanın Dili Üzerine
Kuranı Okumanın Dili Üzerine


Bir şeye inanmak, inandığın şeyi ilke kabul etmektir. Bir şeyi ilke kabul etmek, hayatını ilke kabul ettiğin şeye göre idame ettirmektir. İnanç ilke kabul edildiği, ilke, yaşama yansıtıldığı müddetçe bir mana ifade eder. Ancak kişi belki bütün bunlardan da önce neye inandığını bilmelidir. Bunun içinde bir rehbere gereksinme duyar.

 

Bizim inancımız  İslam. Kabul ettiğimiz ilke Müslümanlık. Rehberimiz ise Kuran.  Kuranı bilmeyen, anlamayan kimse eksik bir bir müslümandır. Yani o inanç aşamasında kalmış ama, bu inancını ilke olarak belirleyememiştir. Bunun sebebi ise hayatını islama göre nasıl idame ettireceğini bilmemesidir.

 

Kanaatimce kuran önce kişinin konuştuğu dile göre, önce anadiline çevrisinden okunmalıdır. Çünkü ALLAH buyuruyor ki, sizin en hayırlınız kuranı öğrenen ve öğretenlerinizdir., burada ki öğrenmek ve öğretmekten kasıt, kanaatimce, kuranın muhtevasıdır. İçeriği, ne söylediğidir. Salık buyrulan, kuranın özünün öğrenilip, öğretilmesidir. Yoksa Arapça aslının değil. Kuranı Arapça aslından okumak bambaşka bir meziyettir. Zira kuran bizatihi ALLAH kelamı olrak Arapçaya indiği için, o dilde yakalanan akıcılığı ve kutsallığı başka bir dilde yakalamanın mümkünatı yoktur. Zira ALLAH gene bir çok defalar tekrar ettiği şu cümleyle bize bu gerçeği hatırlatmaktadır,dünyanın, bütün  şairlerini, ediplerini toplayın, bizim yaptığımızın bir benzerini yapmaya çalışın, yapamazsınız. ancak kuranda gene bir çok defalar tekrar edildiği gibi, müslümanın görevi şekilden çok daha ötedir, özdedir. Bu görev ise kuranı herkese tebliğ etmektir yani ilay-ı kelimetullahtır. Bunu yapabilmek için ise önce onu anlamak şarttır.

 

Öte yandan, Arapça aslından kuran okuyabilmek içinse hiç olmazsa biraz Arapçaya vakıf olunması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü kuran okunurken ses tonu  veya vurgu önemlidir. Misal olarak, kişi cehennemden bahseden ayetleri okuyor ama anlamadığı için, sanki cennetten bahsedercesine coşkulu okuyor, veyahut cennetten bahseden ayetleri okuyor ama yine anlamadığı için, sanki cehennemden bahsedermiş gibi kısık ve düşük bir sesle okuyor. Oysa kuranın mucizelerinden bir tanesi asonans ve aliterasyonlardır. Bunları ihmal ederek, görmezden gelerek okunan kuranın, kuran okuma adabı ile, belli ölçüde farklılaştığı söylenebilir.

 

Lafı uzattığımın farkındayım ama bir mevzuyu daha vurgulamak istiyorum. Şimdi diyorlar ki, alimler var, onlar Arapça aslından okuyup anlıyorlar ve anlatıyorlar. Dolayısıyla ekstra sizin Türkçe okumanıza gerek yoktur ve hatta Türkçe okumanın günah olduğunu söyleyenleri bile duydum. Bunlar bana avrupanın ortaçağını hatırlatıyor. Biliyorsunuz o zamanlarda da halkın incili okumasını istemiyorlardı papazlar. Çünkü, halk İncil de ne yazıldığını bilmezse, papazın sözlerini doğru kabul etmekten başka çaresi kalmayacaktır. Şimdi de bu okumayın, öğrenmeyin, biz size anlatırız laflarını duydukça acaba diyorum birileri bizi ortaçağa mı götürmek istiyor...

 

Sonuçta Allah hepimize anlayarak Arapça aslından okumayı nasip etsin, şüphesiz en hayırlısı odur. Ancak esas olan onu öğrenmekse, önce anladığımız dilde tercümesini okumalıyız.

Anıl Beşir   Kırıkkale Ünversitesi Hukuk Fakültesi Öğrencisi

 


Sitemizin tasarımını nasıl buldunuz?
Çok güzel...
Güzel...
Daha iyi olabilirdi...
Tasarım içerikle uyum halinde değil...

(Sonucu göster)


 
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol