11-Ülkemizin Ekonomisi Ne Halde?
Ülkemizin Ekonomisi Ne Halde?


Akp iktidara geldikten sonra yaklaşık olarak 2 yıl hiç eleştirmedim... Özellikle ekonomik politikalarını... Aslında zaten hükümetin asıl görevi ekonomidir. Çünkü her şey ekonomiye bağlıdır. Alt yapı hizmetleri, üst yapı hizmetleri, memurlara zam, enflasyon, milli gelir, siyaset, huzur vs. her şey. dolayısıyla ekonomiyi eleştirmemek hiçbir şeyi eleştirmemek manasına gelir dolaylı olarak... Neyse bu tavrımın bir sebebi vardır.. Dedim ki, Türk ekonomisi çok bozuk, istihdam falan çok düşük... Ekonomiyi canlandırmak için fabrikalar açmak, sanayiler kurmak, ağır sanayiyi geliştirmek lazım... Bunlar da gökten zembille inmeyecek, mecburen makineler, ağır sanayi üretim materyalleri dışarıdan ithal edilecek, dolayısıyla bu da ülkenin ekonomisine yük teşkil ederek, borcu da artıracak, açığı da... Ancak bu uzun süre devam etmez... Sonuçta makineleri alacak sanayinizi kuracak ve üreterek ekonominizi büyüteceksiniz... Yani bu var olan açık en fazla iki sene içerisinde kapanır, zira eğer gerçekten söylendiği gibi sanayiye özelliklede ağır sanayiye yatırım yapılıyorsa... Ancak gelin görün ki, benim bu düşüncem gerçekleşemedi maalesef... 2 yılın ardından gördüm ki iktidarın ekonomi namına yapabildiği tek şey, ülkeyi satmak olmuş...

 

Ülkede sanayi kurulmamış, kurulmayı bırakın yapılan araştırmalar gösterdi ki, ülkede binlerce fabrika kepenk indirmiş... Dışarıdan ithal edilen sanayi materyalleri değil, malları imiş... Ekonomideki büyüme dedikleri şey, “hedge” fon dedikleri, Türkçesi “hoppa para” olarak tabir edilen, kar sermayesiymiş... Para kazanıyoruz dedikleri de ülkenin, milletin kar eden kurumlarını adeta yok pahasına 2 yıllık karlarına özelleştirmeleriymiş... Sanıyorum başbakanın çıkrıkçılar çarşında öğrendiği ticaret bu...

 

Üç noktaya değineceğim...

 

İlki bu hedge fonlardır... yaklaşık 1 yıl kadar önce avrupa merkez bankası başkanı bir açıklama yaptı. Diyordu ki, ekonomimiz ve borsamız içerisinde 5 milyar dolar hedge fon (yani bu yabancı sermaye dedikleri şeyin iktisadi kavramsal karşılığı) bulunmaktadır. ,Bu bizi tedirgin ediyor... Yüzeysel olarak bakarsak çok bir şey ifade etmiyor belki ancak, derinine indiğinizde dehşet bir tablo çıkıyor karşımıza. Dünyadaki ekonomileri sıraladığımızda, ilk sırayı ABD ekonomisi, ikinci sırayı İngiltere ekonomisi üçüncü sırayı da Avrupa ekonomisi alır… Dünyanın üçüncü büyük ve sağlam ekonomisi 5 milyar dolardan rahatsız olurken, bakınız ekonomisi pamuk ipliğine bağlı olan ülkemin durumu nedir. Türkiye’ye 2002 yılından 2005 yılına kadar toplam 20 milyar dolar hedge fon girmiş… ve 2005 yılı sonunda yapılan bir incelemeyle bu paranın 60 milyar dolar olarak ülkeden çıktığı tespit edilmiş… Vaaah ülkem vaah. 40 milyar dolar kar… Aynı dönemde bu paranın ABD, İngiltere veya Avrupanın herhangi bir ülkesine yatmış olduğu varsayıldığında ne kadar olacağı araştırılmış… Çıkan rakamlardan en yükseği 25 milyar dolar… Peki soruyorum, ülkeye gelen bu 20 milyar dolarla fabrika mı kuruldu, istihdam mı yapıldı, üretim mi yapıldı veya ne olursa ülkeye bir çivi mi çakıldı? Hayır… Bu para borsaya girdi sağolsun iktidarımızın kur politikaları sayesinde, durduğu yerden faiz yedi… 20 milyar dolar oldu 60 milyar dolar, uçtu gitti ülkeden… ee ama bir gariplik var, para nasıl para kazansın istihdam yapılmadıysa? İşin acı kısmı da burada, bu para senin benim cebimden çıktı sayın vatandaş… Her geçen gün fakirleştik, her geçen gün daha az kazandık… Aklı başında herkes bunu görüyor… Diyecekler ki şimdi, efendim büyüme… İnanmayın saygıdeğer arkadaşlar, yalan. Bakın büyümeyi anlatayım size, gsmh hükümetin hazırladığı hesaplama teknikleriyle 7200 dolar seviyesindeydi… Sonra bir gece de bu rakam 9200 dolar seviyelerine yükseldi… Takip edenler bilir… Nasıl oldu bu. Hesaplama tekniği değiştirildi. Hiç komik veya yalan gelmesin aynen dediğim gibi. Bildiğiniz hesaplama tekniği değiştirilerek bir gecede  sözde 2000 dolar daha fazla kazanıyor olduk… Peki cebimize giren bir şey var mı? Yok. Aynı tas aynı hamam… Bu bilgilerimin kaynağı birebir görüşmemizde yaptığımız mülakatla bir maliyeci hesap uzmanıdır…Yani doğrudan ülke ekonomisini planlayan, nerden ne kadar para gelmiş, nereye ne kadar para gidecek, bilen insanlardır…

 

İkincisi, bu özelleştirmelerle ilgilidir… Şimdi sözüm ona ülkede ekonomik hareketlilik varya, işte devlet para kazanıyor ya… İşte saygıdeğer arkadaşlar bu paranın kaynağı da, milletimizin mallarının üç beş kuruşa peşkeş çekilmesi sonucu oluşturuluyor… İşin iç yüzü gerçekten çok acı… Bakın sadece bir misal anlatacağım… Bu haberin kaynağı bir vali yardımcısıdır… Birebir mülakatımızda edindiğim bir bilgidir… Bu arkadaş daha önce telekomda şefti, Telekom özelleştirilince vali yardımcısı olarak atandı!!! Şimdi hükümet Petkimi, İzmit yakınlarındaki İgdaşı ve o bölgedeki bir çok işletmeyi özelleştirmiş… Edindiğim malumat o dur ki bu kurumlar, zarar da etmiyorlarmış.. Zaten bu saydıklarımda petrolle ilgili şirketler!! Neyse tabi özelleşince binlerce işçi işten çıkarılmış, alan firmalar kapasiteleri küçültmüşler.!!! Daha sonra işçiler toplu halde devlete dava açmış, işten çıkarılmalarının hukuksuz olduğu gerekçesiyle… Davayı kazanmışlar… Şimdi bakın işin sonucuna… Hükümet işten çıkardığı her bir işçiyi tekrar başka kurumlarda işe almak zorunda kalmış… ee ben sorarım hani çok işçi var, bir kişinin yapacağını 10 kişi yapıyor diye özelleştiriyordunuz? Ne oldu şimdi o işçileri tekrar geri aldın… Karın ne… Binlerce işçiye gene maaş veriyorsun… İşçileri geri almakla kalmamış, ee fabrikalarda gitti üretim sahan daraldı, işçi sayın oran olarak arttı… Ne etcen şimdi??? Durun bitmedi, bu işçileri çıkartırken her birine tabi emekli ikramiyeleri verilmiş… 20-25 milyardan… Vali yardımcısının söylediğine göre, özelleştirmeden gelen para, bu işçi ikramiyelerine ancak yetmiş… ee ben yine sorarım, yahu sen para kazanacağım diye satıyordun, beş kuruş kazanamamışsın ki… Durun daha bitmedi… Sonra bu işçiler tekrardan manevi tazminat davası açmışlar haklı olarak… O davayı da kazanmışlar… Devlet bu seferde, hükümetin akılsızlığının faturasını, her bir işçiye 10 ile 15 milyar arasında manevi tazminata mahkum olarak ödüyor… ee ben gene sorarım, yahu böyle ticaret mi olur… Mal satan benim para kazanmam gerekirken, ben para kaybediyorum, alıcı para kaybetmesi gerekirken  para kazanıyor… Bu muydu sayın başbaşbakan sizin çıkrıkçılar çarşısında öğrendiğiniz ticaret…

 

Son olarak… Bunları niçin söyledim… Şunun için: Ekonomi bu haldeyken, bu ülkede hiç kimse kalkıpta ben sorunları çözeceğim diyemez… Ekonomi bu haldeyken ne tesettür çözülür, ne başka sorunlar çözülür… Önce ekonomi, önce ekonomik refah, ondan sonra çözüm… ee haliyle ülkeyi bu duruma sokanlardan da, söylendiği gibi açıklamalardan farklı tarzda açıklamalar bekleyemeyiz… Bir şiir vardı, “uyan Türk evladı uyan!!! 30 kupona alınmadı bu vatan!!!” Diye, şimdi bende buna bir nazire yapayım, “uyan vatandaş uyan, geleceğimiz satılıyor…”

 

saygılarımla…

 

Anıl Beşir   Kırıkkale Ünversitesi Hukuk Fakültesi Öğrencisi

 


Sitemizin tasarımını nasıl buldunuz?
Çok güzel...
Güzel...
Daha iyi olabilirdi...
Tasarım içerikle uyum halinde değil...

(Sonucu göster)


 
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol