14-2009 Darbe Senaryosu ve Basit Sebebi (Konjonktürel)

2009 Darbe Senaryosu ve Basit Sebebi (Konjonktürel)


Ergenekon soruturması kapsamında, dile getirilen iddalardan biri de, örgütün, Kürt kökenli millet vekili ve iş adamlarına, dtp’li millet vekili ve belediye başkanlarına, üst düzey bürokatlara ve bunların yanı sıra Orhan Pamuk ve Fehmi Koru gibi isimlere suikastler düzenleyeceği idi. Hatta Orhan Pamuk’u öldürmek için faaliyete geçilmiş ancak bu süreç kesintiye uğramıştı...

Peki ya bunlardan sonra?

Bu provakatif eylelemler neticesinde, çok maharetli olduğumuz bir diğer husus, bir diğer mekanizma harekete geçirilecek. Nedir bu mekanizma? Kendimize düşman yaratma mekanizması. Bu şekilde iç çatışmalar çıkartılacak, tırmandırılacak, piyasalar alt üst edilecek ve bu kaotik ortamda Türk Silahlı Kuvvetleri darbe yapmak zorunda kalacak!

Hatta daha önce başarısız olan malum darbe teşebbüslerinin ardından takvim bile belirlenmiş... 2009...

Vahim bir bilanço! Tam bir sahte vatanseverlik duruşu için uygun bir hareket tarzı ve bu nedenden ötürüde ciddiye alınmalı bence.

Peki neden 2009?

Soruşturmayı yürüten İstanbul savcılığının “terör örgütü” olarak tanımlayıp, üyelerini cezaevine tahaahhütlü postayla gönderdiği ergenekon yapılanmasının darbe planları yaptığı ile ilgili bir girizgah yaptık. Aslında bu plan darbe yapmak değilde, muhtemel bir darbenin alt yapsını oluşturmak projesinden ibarettir. Bildiğimiz gibi darbe fikri bir takım çevrelerde yeni gelişen bir fikir değildir. Ancak yeni olan işte bunun uygulanma şeklidir. Ve bu şekil çerçevesinde belirlenen takvimdir...

Soru şu: Neden 2009?

Naciz ve basit cevaplarımızı sunalım.

Bu soruyu cevaplamak için filmi biraz geriye saralım ve hafızalarımızı tazeleyelim. Bu güne gelinen konjonkture bir bakalım ki, fotoğrafın genelini görebilmemiz için pazılın parçaları yerlerine oturabilsin.

Hilmi Özkök komutasındaki, komuta kademesindeki köklü değişiklik Akp’nin iktidara geldiği 3 kasım 2002 tarihinden önceki Ağustos şurasında yapıldı. Şuranın yapıldığı günlerde erken seçim kararı alınmış ve ufukta muhtemel bir Akp iktidarı görünmüştü. Bu tarihte yani 2002’de Hüseyin Kıvrıkoğlu genelkurmay başkanlığı koltuğundaydı. Kıvrıkoğlu ordu içinde milliyetçi olarak bilinen bunun duşunda agresif bir takım çevrelerde de sempati toplayan bir isimdi.

O dönemin TBMM başkanı Ömer İzgi, emekliliğe hazırlanan Kıvrıkoğlunun görev süresinin uzatılması için, devreye girdi. Kıvrıkoğlunun görev süresi uzatılırsa, Kara Kuvvetleri komutanı orgenral Hilmi Özkök emekliye ayrılacak ve komuta kademesi farklı bir şekilde yapılandırılacaktı.

Başka ve daha açık bir deyişle muhtemel Akp’li günlere, yön verdikleri komuta kademesiyle girilecek ve ihtiyaç halinde, olurya belki demokrasiye balans ayarı yapılacaktı!

İzgiye en büyük desteği Dsp’li başbakan yardımcısı Hüsamettin Özkan verdi. O da Ecevit’i ikna etti. Ancak itiraz edenler vardı. Mesut Yılmaz ve Devlet Bahçeli

İzgi ve Özkan’ın pişirdiği bu proje yatınca, Özkök 2002 Ağustos ayında Genelkurmay başkanlğı koltuğuna oturdu. Ancak hem o, hem de kamuoyu beklenmeyen bir sürprizle karşılaştı. Kıvrıkoğlu giderayak Özkök’ün elini kolunu bağladı. Ve teamülede aykırı olarak, görev  süresi dolmak üzereyken, komuta kademesine kendi ekibinden yeni atamalar yaptı. Ayrıca bu şekilde tarihte ilk kezde, bir Jandarma Genel Komutanı, Kara Kuvetleri Komutanı olarak atanmış oldu! Bu Aytaç Yalmandı bu arada. Daha kıdemli olduğu için bu göreve gelmesi beklenen Edip Başerse emekliye ayrıldı. Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Şener Eruygurda, Yalmandan boşalan koltuğa oturunca, giderayak operasyon tamamamlanmış oldu.

2002 Ağustosundan sonra, 2003 Ağustos şurası ile Özden Örnek’in, Deniz Kuvvetleri Komutanı, İbrahim Fırtına’nında Hava Kuvvetleri Komutanı olarak atanmasıyla, komuta kademesindeki denge bire karşı dört oldu. Özkök tek başınaydı.

“Sarıkız” ve “Ay ışığı” adı verilen darbe planları işte bu dönemde pişirildi. Bu gün daha iyi anlıyoruz ki Özkök bu paşalara karşı tek başına direnmiş. Nefesinin tükenmek üzere olduğu o günlerde de imdadına 2004 Ağustos şurası yetişmiş. Bu şurada Kıvrıkoğlu ekibinden görev süreleri dolan, Aytaç Yalman ve Şener Eruygur emekliye sevk edildi. Ve İbrahim Fırtına ile Özden Örneğinde, sakinleştiği ve 2005 de emekliye ayrıldığı son dönemin sonunda ise, komuta kademesi artık bambaşka bir hal almıştı. Bu dönemlerde ciddi ciddi darbe planlarının yapıldığı biliniyor. Malum bu adı geçen paşalar, dabe günlükleri felan bayağı bir medyatik oldular.. Neyse sonunda buralardan geçerek Türkiye 2005 yılına ulaştı.

O yıllar aktif darbe projelerinin derin dondurucuya kaldırıldğı yılllar olurken, kimileri yer altına inerek faaliyetlerine devam ettiler. Susurluk ile sesizliğe gömülenlerle kutsal itttifak kurdular. İşte ergenekon bu yapılanmanın ürünüdür.

Yeni plan şuydu; Eylemlerle iç çatışma körüklenir ve ülkede kaotik ortam oluşturulabilirse, darbe fikrine karşı olan halihazırdaki generaller harekete geçebilirdi!

Ükeyi kana bulayan Danıştay saldırısından sonra, tetikçi fail Alparslan Aslan’ın pek konuşmaya yanaşmayıp, zaten yakında darbe olacak diye bağırması arka plandaki bu düşünceden ve aslında, halkı güdülecek sürü olarak gören  zihniyetin birtakım despotik amaçlarına bir türlü ulaşamamasından kaynaklanıyordu.

Özkökten nefret eden darbe heveslileri, bütün umutlarını 2006 yılı Ağustos ayında Genelkurmay Başkanı olacak olan Yaşar Büyükanıt’a bağlamıştı. Büyükanıtın o tarihteki bazı sert çıkışları yüreklerine su serpiyordu. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Kimi zaman eleştirilen açıklamalarına ve 27 Nisan bildirisine rağmen, Büyükanıt bu oyunun bir parçası olmadı.

22 temmuz 2007 seçimlerinden sonra Çankayaya Abdullah Gül’ün çıkmasıyla birlikte, darbe planlarıının revize edildiğini anlıyoruz. Çünkü bu zavalılar Büyükanıttan da umutlarını kestiler ve şuanda ona Özkök muamelesi yapıyorlar. Son dönemde belli bir takım medyada ve bazı kuruluşlarda artan Büyükanıt karşıtlığına bu açıdan bakmakta da fayda var.

Büyükanıt paşa bu yıl Ağustos şurasında emekli oldu. Bir sürprizle karşılaşmadık ve yerine Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ getirildi. Başbuğ 2010 Ağustos ayına kadar normal şartlar altında bu görevde kalacak. Yeni hesaplar BAŞBUĞ üzerine. Bu hesaplar çok çeşitlidir ve son söylenen çok ince irdelenmelidir.

Neyse en nihayet geldik, 2009 meselesine. Onlara göre geçtiğimiz 2008 yılı şurasından sonraki ilk 6 ay, hazırlık evresi ve 2009 yılınn ilk çeyreğinden sonraki en uygun takvimde eylem zamanıdır. Sebep açık, ön görülebilir ve basit...

Anlaşılan kolay kolay akıllanmıyorlar. Allah akıl fikir versin başka ne diyelim...

NOT: Şunu unutmayalım ki, çok kısa bir şekilde çizdiğimiz şu tabloda dahi görlüyor ki, 2002’den bu yana bir çok provakatf eylem bu ve benzeri çevrelerce birtakım karanlık hesaplar çerçevesinde ya hazırlanmış ya da icra edilmiş. Dolayısıyla kasıtlı bir takım kesimlerin yaptığı yanlış işler içinde, uyanık olmalı ve birbirimizi düşman ilan etmemeliyiz. Çünkü bu eylemler neticesinde karşı karşıya gelen tarafların hiçbrisinin suçu yok. Suçlu bellidir. İç çatışma ve bölünmeye götürülmek istenen ülkem halkı, kuklayı görüyorsunuz ama kuklacıyı ihmal etmeyin. Yoksa hepimiz kaybederiz.

Saygılarımla.

Anıl Beşir   Kırıkkale Ünversitesi Hukuk Fakültesi Öğrencisi


(Çeşitli kaynaklardan faydalanılmış ve derlenmiştir, Şamil Tayyar'ın eserlerinden faydalanılmıştır)

 

 


Sitemizin tasarımını nasıl buldunuz?
Çok güzel...
Güzel...
Daha iyi olabilirdi...
Tasarım içerikle uyum halinde değil...

(Sonucu göster)


 
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol